Balık Yağı İltihaba İyi Gelir mi? Sokağın İçinden Bir Soru
Sabah metrobüste ayakta giderken yanımda duran yaşlı bir kadın dizini ovuşturuyordu. Bir durak sonra binen genç bir kurye, sırt çantasını indirirken “belim yine kilitlendi” diye söyleniyordu. Aynı vagonda, aynı anda, farklı hayatlar ama ortak bir kelime: iltihap. İşte tam da bu yüzden “Balık yağı iltihaba iyi gelir mi?” sorusu benim için sadece bir sağlık başlığı değil; sınıf, cinsiyet, yaş ve eşitsizlik meselesi.
İstanbul’da bir sivil toplum kuruluşunda çalışıyorum. Günüm ofisle sokak arasında geçiyor. İnsanların bedenleriyle kurdukları ilişkiyi, kimlerin sağlık bilgisine ulaşabildiğini, kimlerin “doğal çözüm” diye balık yağına sarıldığını her gün gözlemliyorum. O yüzden bu konuyu biraz daha geniş bir yerden ele almak istiyorum.
Balık Yağı ve İltihap: Teori Kısmı
Balık yağı denince genelde omega-3 yağ asitleri akla geliyor. Omega-3’lerin iltihapla ilişkisi bilimsel olarak uzun süredir tartışılıyor. Basitçe anlatırsak, vücuttaki bazı iltihap süreçlerini baskılayabildiği düşünülüyor. Yani “Balık yağı iltihaba iyi gelir mi?” sorusuna teoride verilen cevap çoğu zaman “destekleyici olabilir” şeklinde.
Ama teoriyle pratik arasında ciddi bir fark var. Çünkü herkesin iltihabı aynı sebepten çıkmıyor, herkesin bedeni aynı şartlarda yaşamıyor. İşte toplumsal cinsiyet ve sosyal adalet tam burada devreye giriyor.
Toplumsal Cinsiyet: Kimin Ağrısı Görünür?
Ofiste öğle arasında sohbet ederken kadın arkadaşlarımın sık sık eklem ağrısından, hormonal iltihaplardan bahsettiğini duyuyorum. Ama çoğu zaman bu ağrılar “normal”, “kadınlık hali” diye geçiştiriliyor. Bir arkadaşımın söylediği cümle hâlâ aklımda: “Doktora gittim, stresten dedi, gönderdi.”
Erkeklerde ise tablo biraz farklı. Sokakta konuştuğum işçiler, kuryeler, şoförler daha çok kas ve bel iltihaplarından şikâyet ediyor. Ama onlar da doktora gitmek yerine “bir balık yağı alayım, iyi gelirmiş” noktasına geliyor. Çünkü çalışmadıkları gün para kazanamıyorlar. Sağlık, burada bir lüks haline geliyor.
Çeşitlilik: Herkes Balık Yağına Ulaşabiliyor mu?
Bir STK çalışanı olarak sahada en çok fark ettiğim şey şu: Balık yağı “doğal ve masum” bir ürün gibi anlatılsa da herkes için erişilebilir değil. Eczaneye girip kaliteli bir balık yağı almak, asgari ücretle geçinen biri için ciddi bir harcama.
Göçmenlerle çalışırken bunu daha net görüyorum. Bir Suriyeli anne, çocuğunun eklem ağrılarından bahsederken balık yağını hiç duymamıştı bile. Ona göre iltihap, kaderin bir parçasıydı. Bilgiye erişim de tıpkı sağlık gibi eşit dağılmıyor.
Sosyal Adalet: “Doğal Çözüm” Kimin İçin Doğal?
Son yıllarda balık yağı, sosyal medyada “kendine iyi bak” kültürünün bir parçası oldu. Yoga yapanlar, sağlıklı tabak paylaşanlar, story’lerde kapsül gösterenler… Ama otobüste sabah 6’da işe giden temizlik görevlisi için bu dünya çok uzak.
Balık yağı iltihaba iyi gelir mi sorusu burada başka bir şeye dönüşüyor: Kimin iltihabı ciddiye alınıyor, kimin ki “idare et” denilerek görmezden geliniyor? Sağlıklı yaşam tavsiyeleri genelde orta sınıfa hitap ediyor. Oysa iltihap, en çok bedeniyle geçinen insanları vuruyor.
Günlük Hayata Bağlayınca
Akşam eve dönerken vapurda oturup insanları izliyorum. Kimisi dizine krem sürüyor, kimisi telefonunda “omega-3 faydaları” aratıyor. Aynı şehirde, aynı suyun üstünde ama bambaşka gerçeklikler.
Balık yağı bazı insanlar için iltihapla baş etmede küçük bir destek olabilir, evet. Ama bu konuyu sadece bireysel bir “takviye” meselesi olarak görmek eksik kalıyor. Asıl soru şu olmalı: Neden bu kadar çok insan iltihapla yaşıyor? Neden bazı bedenler daha fazla yıpranıyor?
Düşündüren Bir Son Not
“Balık yağı iltihaba iyi gelir mi?” sorusu bana hep şunu düşündürüyor: Sağlık önerilerini konuşurken kimin hayatını merkeze alıyoruz? Sokakta, toplu taşımada, işyerinde gördüğümüz bedenleri hesaba katmadan yapılan her sağlık sohbeti biraz eksik kalıyor.
Belki de asıl iltihap, bedenlerimizde değil; eşitsizliklerin kendisinde. Balık yağı bunu tek başına çözmez ama bu soruyu sormak, daha adil bir sağlık tartışmasının kapısını aralayabilir.