İçeriğe geç

Görevsizlik kararını kim verir ?

Görevsizlik Kararını Kim Verir? Tarihsel, Akademik ve Hukuki Bir Değerlendirme

Adaletin Sınırlarını Kim Çizer?

Hukuk, insanlık tarihinin en eski güç mekanizmalarından biridir. Kurallar koymak, sınırları belirlemek ve yetki alanlarını tayin etmek; devletin varlığını sürdürebilmesinin temel unsurlarındandır. Görevsizlik kararı bu sınır çizme eyleminin somut biçimidir. Ancak asıl soru şudur: Bu kararı kim verir ve neye dayanarak verir?

Tarihin erken dönemlerinden bu yana, yargı yetkisi her zaman bir iktidar göstergesi olmuştur. Orta Çağ Avrupa’sında kilise mahkemeleri ile krallık mahkemeleri arasındaki yetki savaşları, günümüzün “görevsizlik kararları”nın ilkel biçimlerini oluşturur. Osmanlı’da ise şer’i ve nizami mahkemeler arasındaki ayrım, farklı hukuk düzenlerinin bir arada var olmasının göstergesiydi. Bu tarihsel miras, modern hukuk sistemlerine “yetki” kavramının ne kadar politik bir alan olduğunu göstermektedir.

Görevsizlik Kararı Nedir ve Kim Tarafından Verilir?

Modern hukukta görevsizlik kararı, bir mahkemenin önüne gelen davanın kendi görev alanına girmediğini belirterek, bu dosyanın yetkili başka bir mahkemeye gönderilmesine karar vermesidir. Yani mahkeme, “Bu davaya ben bakamam” der.

Bu kararı veren merci, davaya bakan hâkimin başkanlığındaki mahkemedir. Başka bir deyişle, görevsizlik kararını mahkeme verir.

Ceza, hukuk veya idari yargı fark etmeksizin, her mahkeme kendi görev sınırlarını yasa ile belirlenmiş çerçevede değerlendirir. Eğer bir dava bu sınırların dışında kalıyorsa, mahkeme görevsizlik kararı verir ve dosyayı yetkili mahkemeye gönderir. Bu karar, hem yargı sisteminin düzenini korur hem de vatandaşın adil yargılanma hakkını güvence altına alır.

Tarihsel Bağlam: Yetki ve Güç Arasındaki İnce Çizgi

Tarih boyunca “yetki” kavramı, yalnızca teknik bir mesele değil, aynı zamanda güç dengelerinin yansıması olmuştur. Roma Hukuku’nda “imperium” kavramı, yargı yetkisinin bir tür siyasi otorite olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.

Modern hukuk sistemlerinde bu otorite artık bireylere değil, kurumlara devredilmiştir. Ancak bu, gücün kaybolduğu anlamına gelmez; sadece biçim değiştirmiştir.

Türkiye’de 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ve sonrasında şekillenen mahkeme sistemi, görevsizlik kararlarının temelini oluşturur. Bu sistem, yargı organlarının birbirine müdahale etmeden çalışmasını sağlamayı amaçlar. Yani, görevsizlik kararı aslında yargının kendi iç denetim aracıdır.

Günümüzde Akademik Tartışmalar

Akademik dünyada görevsizlik kararı üzerine yapılan tartışmalar, hukukun yalnızca normatif bir yapı olmadığını, aynı zamanda dinamik ve sosyo-politik bir alan olduğunu gösterir.

Bazı hukukçular, bu kararların “bürokratik yavaşlama” yarattığını, davaların gecikmesine neden olduğunu savunur. Diğerleri ise, görevsizlik kararının sistemin kendi disiplinini koruması için zorunlu bir mekanizma olduğunu belirtir.

Özellikle hukuk sosyolojisi perspektifinden bakıldığında, görevsizlik kararı yalnızca bir prosedür değil, kurumlar arası güç dengesinin somut bir göstergesidir.

Yargı organları, bu kararlar aracılığıyla hem kendi sınırlarını belirler hem de diğer mahkemelerle ilişkilerini düzenler. Böylece hukuk sistemi, hem kendi içinde bir hiyerarşi hem de bir denge kurar.

Görevsizlik Kararının Toplumsal Etkisi

Her görevsizlik kararı, dolaylı olarak vatandaşın adalet algısını da etkiler. Çünkü bir dava, hangi mahkemede görüleceği kararlaştırılmadan, esasa girilemez. Bu durum zaman zaman “adaletin gecikmesi” olarak yorumlanır.

Fakat diğer yandan, bu kararlar yargının tarafsızlık ilkesini güçlendirir. Bir mahkeme, kendi alanını aşmadığı sürece adalet daha güvenilir biçimde dağıtılır.

Toplumsal olarak bu süreç, bireylere kurumların nasıl işlediğini, yetki sınırlarının ne kadar önemli olduğunu öğretir. Hukuk, burada bir öğretmen gibi davranır; topluma “her gücün bir sınırı vardır” mesajını verir.

Sonuç: Hukukun Sessiz Disiplini

Görevsizlik kararını kim verir? sorusunun yanıtı basittir: Kararı veren mahkemedir.

Ancak bu basit yanıtın ardında derin bir sistem mantığı vardır. Her mahkeme, kendi görev sınırlarını koruyarak hem adaletin hem de devlet düzeninin devamlılığını sağlar.

Bu kararlar, yargının görünmeyen disiplinidir; güç, sınır ve sorumluluk arasındaki dengeyi kurar.

Tarih boyunca değişen hukuk anlayışları, teknolojik gelişmeler ve toplumsal dönüşümler bu mekanizmayı etkilese de, temel ilke değişmemiştir: Adalet, sınır bilinciyle başlar.

#görevsizlikkararı #hukuksistemi #adaletvemekanizmalar #yargıyetkisi #hukuksosyolojisi #mahkeme

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
ilbet mobil girişbetexpergiris.casinobetexper güncel girişsplash