Heyecanın Önüne Nasıl Geçilir? Felsefi Bir Bakış Filozofların Bakış Açısıyla Heyecan Heyecan, insanın en temel ve en karmaşık duygularından biridir. Şayet filozoflar tarafından incelendiğinde, heyecanın doğası ve ona karşı nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiği, insanın varlık anlayışına ve kendisini dünyada nasıl konumlandırdığına dair derin soruları gündeme getirir. Platon, Aristoteles, Descartes gibi büyük düşünürler, insanın duygu ve düşünce dünyası arasında dengeyi bulmanın önemine dikkat çekmişlerdir. Heyecan, insanın içsel dünyasındaki bir sarsıntı gibi düşünülebilir, bir yanda arzuların patlaması, diğer yanda düşüncenin en derin katmanlarına dair belirsizlikler yer alır. Peki, heyecanın önüne geçmek, felsefi bir bakış açısıyla nasıl mümkün olabilir? Etik Perspektiften Heyecan…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Hertz Hangi Markanın Yan Ürünü? Antropolojik Bir Bakışla Teknoloji, Marka ve Kimlik Üzerine Bir antropolog olarak, dünyayı yalnızca kültürler üzerinden değil; markalar, teknolojiler ve tüketim ritüelleri aracılığıyla da anlamaya çalışırım. Çünkü çağımızda kimlikler artık yalnızca kabilelerin, dillerin ya da inançların değil; aynı zamanda markaların etrafında da şekilleniyor. “Hertz hangi markanın yan ürünü?” sorusu, yüzeyde teknik bir merak gibi görünse de aslında modern insanın sembollerle kurduğu derin ilişkiyi anlamak için harika bir kapı aralar. Bu yazıda, Hertz isminin arkasındaki marka kökenini açıklarken; aynı zamanda markalaşma, kültür ve kimlik arasındaki bağları antropolojik bir gözle inceleyeceğiz. Hertz: Bir İsimden Fazlası, Bir Kültürel Sembol…
Yorum BırakOsmanlı Devletinde Kahya Nedir? Tarihin Derinliklerinden Bir Yönetim Hikayesi Osmanlı tarihine meraklıysanız, saray entrikalarından savaş meydanlarına, bürokratik yapılardan günlük yaşama kadar pek çok detayın içinde kaybolmak mümkündür. Ancak çoğu zaman gözden kaçan bir figür vardır ki, devletin çarklarının sessizce dönmesini sağlar: kahya. Osmanlı’da “kahya” kelimesi yalnızca bir görev unvanı değil, aynı zamanda düzenin, otoritenin ve güvenin sembolüydü. Bu yazıda, Osmanlı’nın yönetim mekanizmasında kahyanın ne anlama geldiğini, görevlerini, etkisini ve hatta halkla ilişkilerdeki yerini, hem tarihî veriler hem de insani hikâyelerle keşfedeceğiz. Kahya Kavramının Kökeni ve Anlamı “Kahya” kelimesi Türkçeye Farsçadan geçmiş olup “işleri yürüten, vekil, yönetici” anlamına gelir. Osmanlı’da bu…
Yorum BırakKırılgan Maddelere Örnek Nedir? Bilimsel Ama Herkesin Anlayacağı Bir Yolculuk Hiç bir bardağı yere düşürdüğünüzde saniyeler içinde parçalara ayrıldığını gördünüz mü? Ya da porselen bir tabak küçük bir darbe ile çatladığında neden demir kadar dayanıklı olmadığını düşündünüz mü? Bu merak, aslında malzeme biliminin temel sorularından birine götürür bizi: Kırılgan maddeler nelerdir ve neden kolayca kırılırlar? Gelin bu sorunun cevabını birlikte keşfedelim. Kırılganlık Nedir? Önce temel bir tanımla başlayalım: Kırılganlık, bir malzemenin dışarıdan gelen darbe, çekme ya da basınç gibi kuvvetlere karşı deformasyon göstermeden, yani esnemeden kırılma eğilimidir. Kırılgan maddeler, genellikle yüksek sertliğe sahip olsalar da, enerji emme kapasiteleri düşüktür. Bu…
Yorum BırakKaynakların Sınırlılığı ve Güneşin Ekonomisi Bir ekonomistin gözünden bakıldığında, evrendeki her şey kıtlık ve seçim üzerine kuruludur. İnsan davranışlarını şekillendiren temel gerçek, kaynakların sınırlı, ihtiyaçların ise sınırsız olmasıdır. Peki bu perspektifi yalnızca piyasalara, üretime veya tüketime mi uygularız? Hayır. Çünkü ekonomik düşünce, evrenin temelinde bile var olan bir denge yasasının yansımasıdır. Güneş — yani yaşamın ve enerjinin en büyük kaynağı — bu yasaların en ihtişamlı örneklerinden biridir. Güneşin iç sıcaklığı, yalnızca fiziksel bir veri değil, ekonomik dengeyi hatırlatan bir metafordur. Güneşin İç Sıcaklığı Kaç Derecedir? Bilim insanlarına göre Güneş’in çekirdeğindeki sıcaklık yaklaşık 15 milyon santigrat derece civarındadır. Bu muazzam sıcaklık,…
Yorum BırakCüneyt Arkın Soyu Nereden Gelir? Bir Psikoloğun Gözünden Kimliğin Derin Katmanları Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken, her zaman şu soruyla başlarım: “İnsanı kim yapar?” Genetik miras mı, yaşanmışlıklar mı, yoksa toplumun biçimlendirdiği bir benlik mi? Cüneyt Arkın gibi bir figür söz konusu olduğunda bu soru daha da karmaşık hâle gelir. Çünkü o, yalnızca bir birey değil, bir dönemin bilinçaltını temsil eden bir semboldür. “Cüneyt Arkın soyu nereden gelir?” sorusu bu nedenle yalnızca bir köken araştırması değil, bir kimlik çözümlemesidir. Bilişsel Psikolojinin Aynasında: Kalıtsal Kahramanlık Cüneyt Arkın’ın asıl adı Fahrettin Cüreklibatur’dur ve kökleri Eskişehir’in Odunpazarı bölgesine dayanır. Anadolu’nun bu…
Yorum BırakKaos ve Karmaşıklık Kuramı Nedir? Düzenin Sınırlarını Yeniden Düşünmek Kaos, düzenin yokluğu değil; düzenin tahmin edilemez biçimlerde ortaya çıkışıdır. “Her şeyin bir nedeni vardır” sözü kulağa hoş gelir ama gerçek dünya, bu kadar basit değildir. Bazen küçük bir olay, küresel ölçekte dalgalanmalara yol açar; bazen en karmaşık sistemler, kendi içinde şaşırtıcı bir düzen üretir. İşte bu yüzden kaos ve karmaşıklık kuramları, evreni anlamak için belki de elimizdeki en radikal merceklerden ikisidir. Bu yazıda, bu iki kavramı hem evrensel hem de yerel perspektiflerden ele alarak, farklı kültürlerin ve toplumların bu teorilere nasıl anlamlar yüklediğini birlikte keşfedeceğiz. — Kaos ve Karmaşıklık Kuramı:…
Yorum BırakAdalet Bakan Yardımcısı Kim? Toplumsal Yapılar ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Sosyolojik İnceleme Bir Araştırmacının Bakış Açısı: Toplumsal Yapıları Anlamak Sosyolojiye olan ilgim, toplumsal yapıların ve bireylerin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını anlamaya yönelik bir arayıştır. İnsanlar, yalnızca kendi düşüncelerinin ve eylemlerinin değil, aynı zamanda toplumdaki normların, değerlerin ve güç ilişkilerinin etkisiyle de şekillenirler. Bu yazıda, “Adalet Bakan Yardımcısı Kim?” sorusunu sormak, sadece bir kişinin kimliğini öğrenmekten çok, toplumdaki güç yapılarını, cinsiyet rollerini ve toplumsal normları sorgulamak anlamına gelir. Çünkü bir kişi, bir pozisyonu, o toplumu ve onun dinamiklerini yansıtan bir temsildir. Toplumsal yapılar, bireylerin kimliklerini nasıl biçimlendirir? Toplumsal normlar, her…
Yorum BırakKansızlık, sadece bir kan testi sonucu ya da vitamin eksikliği değil; toplumun en derin, en görünmez yaralarından biridir. Bazen sessizce ilerler, bazen hayatı yavaş yavaş elimizden alır. Fakat çoğu zaman, özellikle de toplumsal cinsiyet rolleri ve sosyal eşitsizliklerin gölgesinde, “normal” zannedilerek görmezden gelinir. Bu yazıda, kansızlığın tedavi edilmemesi durumunda neler olabileceğini, yalnızca biyolojik sonuçlarıyla değil; toplum, cinsiyet ve adalet bağlamında birlikte düşünmeye davet ediyorum. Kansızlık Tedavi Edilmezse Ne Olur? Kansızlık (anemi) tedavi edilmediğinde, vücudun temel oksijen taşıma kapasitesi azalır ve bu da hayati organlara kadar uzanan zincirleme sorunlara yol açar. Yorgunluk, çabuk yorulma, zihinsel bulanıklık gibi hafif belirtiler zamanla ciddi…
Yorum BırakWhatsApp’ta Sürekli Çevrimiçi Görünmek Neden Olur? Tarihten Dijital Çağa Bir İz Sürme Bir tarihçi olarak geçmişi anlamak, bugünü çözmenin en güvenilir yollarından biridir. İnsanlık tarihine baktığımızda, her dönemin kendi iletişim araçları ve bu araçların doğurduğu sosyal dinamikleri vardır. Ateş başında anlatılan hikâyelerden mektup dönemine, telgraftan telefona kadar uzanan bu süreçte, her iletişim biçimi bireyler arası ilişkileri ve toplumsal dengeyi yeniden şekillendirdi. Günümüzde ise bu dönüşümün en görünür hali, parmaklarımızın ucundaki küçük bir göstergede yatıyor: “çevrimiçi” ibaresinde. Tarihsel Arka Plan: Sürekli Bağlantı Fikrinin Doğuşu Geçmişte iletişim, mevsimler gibi ritmikti; mektup haftalar, telgraf günler, telefon saatler içinde ulaşırdı. Modern çağda ise hız…
Yorum Bırak